Hedeflerine 1 Yılda Değil, 12 Haftada Ulaş

“12 Haftada Diğerlerinin 12 Ayda Yaptıklarından Daha Fazlasını Yap.” Bir kitabın kapağında bu cümle yazıyordu. Böylesine iddialı bir slogan haliyle çok dikkatimi çekti. Çünkü ben plan insanıyım, yazarım, çizerim organize etmek hoşuma gider. Benim kafam böyle çalışır. Yazmazsam eğer her şeyi aynı anda düşünmek beni yorar. Yeni yıl geldiğinde pek çok kişi gibi ben de hedeflerimi belirlerim, aylara bölerim.
12 Haftalık Yıl kitabı, Brian P. Moran ve Michael Lennington tarafından yazılmış, geleneksel yıllık planlamanın yerine 12 haftalık dönemlere dayalı bir sistem öneren bir kişisel gelişim ve iş kitabıdır ve zaman yönetimi konusunda perspektifimizi değiştirmeyi hedefler.  Kitabın temel fikri şu: yılı 12 haftalık döngülere bölerek daha yoğun ve hedefe odaklı bir şekilde çalışmak çok daha iyi sonuçlar verir.
Birçok kişi, yılın sonlarına doğru hedeflerine odaklanır ve onları  gerçekleştirmek için senenin büyük bir bölümünü boşa harcar. 12 Haftalık Yıl Planı, o sene boyunca sürekli bir aciliyet duygusu yaratmayı hedefler ve hedeflere ulaşmada daha disiplinli bir yol haritası sunar. Düşünsenize bir işi bitirmeniz için size 2 ay değil de 3 ay gibi bir süre veriliyor. Daha odaklı ve disiplinli çalışırız değil mi?
Tükenmeden üretkenliğin formülü isminde bir bölüm yapmıştım, onu da açıklamalara bırakıcam bu bölümle çok güzel eşleşiyor. O bölümde hatırlayanlar vardır, “Yavaş Üretkenlik “ çalışma sistemini anlatmıştım size. Carl Newport’u referans alarak. Bu yazarın çalışma sistemi de 3er aylık periyotlardı ve daha sürdürülebilir oluyor demişti. Ben fazla detay bilmeden kendim de son aylarda biraz bunu uyguladım.  Podcast yayıncılığı dışında eğitimcilik yapıyorum başka işlerim de oluyor, işte hepsini bu 3 aylık periyotlarla düzenlediğimde süreci daha bir dengeli yürütebildiğimi fark ettim.
Aslında Carl Newport da,  takip ettiği bu üç aylık periyotlarla çalışma planını  bölümün başında bahsettiğim bu 12 haftalık yıl kitabından öğrenmiş. Türkçeye henüz çevrilmedi kitap ama bence yakındır. Ben size sistemi özetleyeceğim, hazır 2025 in  daha ilk aylarındayız, belki bu sene de bu şekilde çalışmayı denemek istersiniz.
Neden 12 hafta peki? Yani neden 3 aya odaklanıyoruz. Her hafta bir ay gibi düşündüğümüzde bir aya sığdırdığımız şeyleri bir haftada yapmayı hedeflediğimizde aslında çok daha odaklı, disiplinli çalışırız. İlk başta kulağa tuhaf geliyor yapılması zor gibi ama detayları da verince sizin de kafanıza oturacaktır.
Sistem Nasıl İşler?
İlk olarak hedeflerinizi belirleyin.
Aksiyona geçmeden önce oturup düşünmeliyiz. Bir vizyon belirleyeceğiz. Ne yönde ilerlemek istiyorum. Olmak istediğimiz kişiyi düşünelim. Bu kişi hangi alanlarda ne yönde ilerlemiş. Her konuda olabilir arkadaşlar bu, fit biri olma istiyorsanız, Türkçeyi daha güzel kullanan biri, yabancı dili b1 seviyesinde konuşabilen biri, belki araba kullanabilen biri, iyi bir blogger, yazar olan biri.  Güzel yemek yapabilen biri. Net 3 tane büyü hedef belirleyeceğiz. Büyük derken bu 3  hedef vizyonladığımız o halimize, o nihai hedefimize bizi yaklaştıracak ölçülebilir, ulaşılabilir ve odaklı  hedefler olmalı. Üçten fazla hedef dikkat dağıtır. Bu yüzden 2-3 esaslı hedefler işimizi görür. Carl Newport yavaş üretkenlik çalışma modelinde bunu öneriyordu. Tükenmeden sürdürülebilir bir verimlilik ve yaşam için az ve esaslı görevlere odaklanmalıyız. İlla atomu parçalamamız gerekmiyor, herkesin hedeflediği şey farklı olabilir.
Örneğin: “3 kilo vermek,” “İş gelirimizi %15 artırmak,” ya da “Yeni bir podcast bölümü yayınlamak.” Elimizde 3 ay yani 12 hafta var.  Belirlediğimiz  bu hedefler için neler yapılacak bunları da belirleyeceğiz. Aşama aşama gidiyoruz bakın. Ve bu  yapılacakları 12 haftaya böleceğiz. Her hafta ne yapacaklarımız belli olunca da haftalık işleri günlere dağıtacağız. Böylelikle büyük hedefleri aslında yine küçültüyoruz. Ama odağımızı belli bir yerde tutuyoruz. 12 haftayı yazdık çizdik her gün ne yapacağız belli deyip bırakmak yok. Asıl önemli kısma geliyoruz.
Bu çalışma modelinin düzgün ilerlemesi ve güzel sonuçlar vermesi için her hafta ölçüm ve değerlendirme yapmak gerekiyor. Yani hesap vermemiz gerekiyor kendimize. Çünkü hesap vermezsek erteleriz. E bu da sorumluluk ve takip gerektiriyor. Özetle her hafta bitiminde haftalık olarak ilerlememizi, değerlendirirken başarı oranımızı ölçmek için şunları sormalıyız:
 Hedeflerimize ne kadar yaklaştık?
 Hangi görevleri tamamladık?
 Neleri kaçırdık?
Sorumluluk ve takip kısmını belki bir arkadaşınızla eşinizle de yapabilirsiniz.
Kendinize veya bir partnerinize karşı sorumlu olun. Her hafta değerlendirme yaparak hesap vermeye zorlayın kendinizi. Bu şekilde süreci de her hafta takip ediyoruz, işe yaramayan eylemlerimizi tekrar organize ediyoruz ve en önemlisi iş yapma şeklimizi de böylece  geliştiriyoruz ve iyileştiriyoruz.
Neden etkili bu method peki?
Çünkü faydasına ikna olmazsak, inanmazsak uygulamayız.
• Kısa bir zaman dilimi olması avantaj : İnsan beyni kısa vadeli hedeflere daha fazla odaklanır. 12 haftalık sürede, hedeflerinize ulaşmak için odağımızı arttırırız.
• Aciliyet duygusu verir: Yıl boyunca “daha çok zamanım var” düşüncesinden kaçınırız ve işleri erteleriz. İşte bu aciliyet duygusu ertelemenin de önüne geçer.
• Daha net bir odak: Aynı anda birçok şey yapmak yerine, öncelikli birkaç hedef üzerinde yoğunlaşırsak odağımız da netleşir. Zihnimiz de yapacaklarımız berraklaşır.
• Sürekli iyileştirme: Haftalık değerlendirmelerle, hatalarınızı fark edebilir ve sonraki hafta için strateji değiştirebilirsiniz. Baktık ki o haftaki eylemlerimiz istediğimiz sonuçları vermiyor, az önce de bahsetmiştim tekrar vurgulayayım, iş yapma şeklimizi değiştiririz. Öğrenciysek belki akşamları değil sabahları çalışmak daha verimli olur bizim için, kilo vermek istiyorsak belki de yaptığımız egzersiz modelini değiştiririz. Kitap okuma hedefimiz varsa ve bir türlü düzene sokamıyorsak, okuduğunuz türü ve okuma zamanlarınızı değiştirebilirsiniz. Yaptıklarımızla bir sonuç elde edemiyorsak ya yaptığımızı ya da yapma şeklimizi de her hafta test ederek değiştirebiliriz.
• 3 aylık bu 12 hafta periyodu bittiğinde kendimizi ödüllendiriyoruz ve ufak çaplı bir parti veriyoruz. Sonra bir sonraki 12 hafta için yine bir planlamaya gidiyoruz. Sistem böyle çalışıyor.
Eğer bu anlattığım çalışma şekli hoşunuza gittiyse planlamaya yapmadan önce kendinize şunu sormanızı isterim. Benim iş yapmaya çalışmaya gönlüm var mı? Pek çok insan çalışmaya erindiği için birilerinin imkanları önlerine sermesini, fırsatların kapılarına dayanmasını istiyor.
Önce bu sorunun cevabını netleştirelim kendi içimizde. Benim böyle hedeflerim var evet peki ben bu hedeflerin gereği olan aksiyonu, çalışmayı, emeği zamanı verebilir miyim? Yoksa sadece duvardaki vizyon panomun hedeflerimizi hayallerimi gerçekleştirmek için  bana yeteceğini mi düşünüyorum?
Bir de şunu hatırlatmak isterim, sürekli hedeflerinizi düşünmek onları gerçekleştirmek demek değildir. Aşırı düşünme hastalığından da çıkıp ve erteleme kuyusuna da düşmeden işin gereğini yapıp gerisini bırakmak için de bu 12 haftalık yıl çalışma modelini denemenizi isterim. Eğer denerseniz de yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. Beni takip ettiğiniz ve sevdiklerinizle paylaştığınız için teşekkürler. Çok sevgiler selamlar.