Aynı Anda Kaç İş Yapabilirsin?

Herkese merhaba Ben Saati’ne hoş geldiniz. Ben Elif.

“Aynı anda birçok işi yapmak gerçekten verimli mi, yoksa beynimize yaptığımız en büyük kötülüklerden biri mi?”

Günümüzde hepimiz birer “çoklu görev ustası” olmaya zorlanıyoruz. Nasıl mı? Telefonla konuşurken gözümüz gelen bildirimlere kayıyor, biriyle sohbet ederken akıllı saatinize sık sık bakıyoruz, yemek yerken ya da yemek yaparken video izliyoruz ben çok sık yaparım bunu, trafikte araç kullanırken mesajlaşıyoruz, bilgisayarda bir iş yaparken 4-5 sekme daha açık oluyor, bu şekilde daha örnekleri sıralayabilirim. Çok tanıdık geldi değil mi bunlar.

Daha verimli olmak adına aynı anda birkaç işi yapmaya çalışıyoruz. Bence sadece verimli olmak değil de az zamanda çok iş halledeyim, hemen bitsin düşüncesiyle de yapıyoruz. Bir de çok sıkıldığımız, zorlandığımız, yapmak istemediğimiz şeylerin yanına ona katlanmak için başka bir iş daha ekliyoruz. Genelde bu müzik ya da podcast dinlemek oluyor. Peki, bu şekilde davranmamız gerçekten işe yarıyor mu? Beynimiz gerçekten bu kadar çok işi aynı anda yapabiliyor mu? Yoksa fark etmeden kendimize zarar mı veriyoruz?

Gerçek şu ki: Beynimiz tek bir şeye tam odaklandığında daha iyi çalışıyor. Aynı anda iki işe odaklanamıyoruz biz. Öyle olduğunu zannetsek de. Ama ben bilgisayarda makale yazarken ya da ödevimi yaparken müzik dinleyebiliyorum, kahvemi içiyorum, hatta telefona gelen bildirimlere de bakabiliyorum diyorsanız odağınız dağılıyor, aslında sadece işler arasında hızla geçiş yapıyoruz ve bu da hata yapma olasılığımızı artırıyor çünkü odak yani dikkat dağılıyor. Ama biz arka planda şu kafada oluyoruz, ya çok pratiğim bir sürü iş hallettim bugün diye seviniyoruz. Verimli hissediyoruz. Esasında durum hiç de öyle değil. İşler arasında gidip gelirken beynimiz bize bir fatura çıkarıyor haberimiz yok, görev değişimi maaliyeti deniyor buna. Örneğin, kitap okurken telefona bir bildirim geldi 2 saniye ona baktınız haliyle anlık bir dikkat dağılması yaşadınız beynimiz kitaba tekrar odaklanabilmek için ortalama 23 dakika harcar! Zaten hepi topu ne kadar çalışıyoruz. İşte bu yüzden, derin çalışma gerektiren işlerde çoklu görev yapmak bizi daha hızlı değil, daha yavaş hale getirir. Çünkü sürekli kafamızı toplamaya çalışırız.

Araştırmalara göre, bu geçişler toplamda %40’a varan verimlilik kaybına yol açabilir. Ve daha fazla hata yapıyoruz. Aynı anda birden çok iş yapabilme artistliğimizin sonucunda ödediğimiz bedellerden biri zihinsel yorgunluk. Kendimizi daha üretken hissetsek de, aslında zihnimizi hızla yıpratıyoruz. Sonra buna bağlı olarak da Karar verme mekanizmamız zayıflar. Ve en fenası Stres hormonu (kortizol) yükselir. İşleri hemen bitirip rahatlayacağız derken bu tez canlılığımız bizi daha fazla strese sokuyor.

Yorgunluk Toplumu ve Dopamin bölümünde anlatmıştım biraz bunu. Bu kadar işi birlikte götürmek bizim dopamin kaynak sistemimizi ödül sistemimizi de bozuyor, bir işin başında doğru düzgün oturamıyoruz. Oturamayınca yüzeysel kalıyor yapıp ettiklerimiz. Ben bu konuyu düşünürken aklıma annem geldi. Memlekete gittiğimde şunu fark etmiştim. Nez zamanki annem sakin misafiri yok, fazla iş yükü yok. Bir,iki çeşit yemek yapıyor. Tadı efsane oluyor. Ama misafir geleceği zaman yemek çeşidi artıyor, e tabi yemek yaprken temizlik ve başka işlere de aynı anda girişiyor, o zaman yemeklerden mutlaka bir iki tanesinde bir şeyi eksik yapıyor tuzunu falan unutuyor. Yani çok iş hallediyor ama kalite değişiyor. Duymasın küser bana.

Peki Neden Çoklu Göreve Bu Kadar Bağımlıyız?

Dürtüsel davranıyoruz, zaten bunu bildikleri için sosyal medya üreticileri sürekli dürtüyor bizi. Bizim bir şey üretmemmiz odak gücümüze bağlı, irademize bağlı.Dürtüsel oldukça irademizi de elimizden alıyorlar. İşin içine dopamini sokuyorlar, çünkü yeni bir bildirim aldığımızda beynimiz ufak bir ödül hissi yaşıyor. Sosyal medya, e-postalar, haberler… Bunların hepsi beynimizi uyararak sürekli bir şeyler yapma ihtiyacı hissetmemize neden oluyor. Ama bu kısa vadeli bir tatmin sağlarken, uzun vadede bizi daha da verimsiz hale getiriyor.

Sinan Canan’ın da sıkça vurguladığı gibi, beyin “tek iş mantığı” ile çalışır. Ne kadar çok şeyle uğraşırsak, o kadar daha az etkili oluruz. “Çalınan Dikkat” kitabında çok hoşuma giden bir bölüm vardı, odak ve akışta kalma halinden bahsediyordu. Biz ne kadar odaklanırsak bir şeye, yaptığımız o iş oluyoruz. Ve o akış halindeyken uğraştığımız o şeyle bütünleşiyoruz adeta. Ve bu haldeyken de bize ilham da geliyor. o işi 10 saatte değil belk, 2 saatte hem de büyük bir tatmin duygusu ile bitiririz. Hani bazı kitaplar bizi içine alır, sanki biz kitabın kahramanı gibi yaşıyoruzdur olan biteni. O dalma halinden çıkınca kitap bitince içinizde tuhaf ama iyi bir duygu kalır. Başka bir dünyadan çıkmış gibi, ya da bir şeye odaklanırsınız size seslenirler ama duymazsınız işte bu hal çok kıymetli. Beynimiz tek bir şeye böyle odaklandığımızda daha üretken, özgün şeyler ortaya çıkarabiliyoruz ve bu da pratik, verimli ve iyi hissetmemizi sağlıyor.

Şunu hep hatırlatalım olur mu? Beynimiz her görev, her iş için belirli bir enerji harcar. Aynı anda çok iş yapınca bu enerji ve irade gücümüzü daha hızlı tükenir. Çoklu görev yapmak bizi daha üretken değil, daha dağınık hale getiriyor. Performans toplumu olduğumuz için bazen unutuyoruz ama sonuçta, önemli olan çok şey yapmak değil, gerçekten değerli olan şeyleri en iyi şekilde yapabilmek.

Peki, Ne Yapabiliriz?

Çoklu görevin beynimize olan zararlarını azaltmak için aslında yapılacaklar belli:

  • Tek İş Prensibi: Bir seferde sadece tek bir işe odaklan. Kaizen yaklaşımından “Tek Şey İlkesi” Çoklu görev yapmak yerine, her işe hak ettiği dikkati vermek hem daha üretken hem de daha huzurlu bir yaşam sürmemizi sağlar.
  • Zihinsel Detoks: Haftada en az birkaç saat ekransız zaman geçirerek beynine nefes aldır.
  • Pomodoro Tekniğini Uygulayın: 25 dakika boyunca tek bir işe odaklanın, sonra kısa bir mola verin. Sonra bu 25 er dakikayı arttırabilirsiniz, bu sizin dikkat sürenizde bi artış sağlar. Derin Çalışma Saatleri Belirleyin: Gün içinde belirli saatleri tamamen kesintisiz çalışma zamanı olarak ayırın. Bu dediğim de en az 1.5 saaat ile başlayıp 4 saate kadar varabilir. Derin çalışma bölümünde bundan bahsetmiştim.
  • Bildirimleri Kapatın: Telefon ve bilgisayar bildirimlerini sınırlamak da ta bii ki yardımcı olur.
  • Dikkat Egzersizleri Yapın: Mindfulness ve farkındalık: Anda kalmak, beynin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Meditasyon ve nefes çalışmaları, beyninizi daha odaklı hale getirebilir.

Belki de, bugünden itibaren “Her şeyi bir arada yapmalıyım.” baskısını bırakıp, bir işi hakkını vererek yapmayı deneyebiliriz. Çünkü bazen daha az yapmak, aslında daha çok şey başarmaktır. “Az çoktur” düsturunu iş yaparken de sık sık hatırlamak dileğiyle. Çok sevgiler selamlar.